Çalışmada odak noktası, duygu yönetimi, hatırlama ve karar vermede kritik rol oynayan amigdala oldu. Araştırmacılar, burada bulunan belirli nöronlarda aşırı aktif hale gelen GRIK4 adlı geni hedef aldı. Bu gen aşırı ifade edildiğinde GluK4 isimli bir proteinin seviyesini yükseltiyor ve bu da kaygıya benzer davranışları tetikliyor: açık alanlardan kaçınma, sosyalleşmekten çekinme, depresif belirtiler ve nesne tanıma zorluğu gibi.
Gen düzenleme ile kaygı belirtileri tamamen ortadan kalktı. Bilim insanları GRIK4 geninin fazla kopyalarını kesip çıkarmak için gen düzenleme teknikleri kullandı. GluK4 proteininin azaltılması sonucunda, farelerde tüm kaygı ve sosyal çekilme belirtileri kayboldu. Bu ayarlamanın kaygı ve sosyal davranış bozukluklarını tamamen tersine çevirmesi dikkat çekici bulundu.
Amigdalanın belirli bir bölgesindeki nöronlar anahtar rol oynuyor. Araştırmacılar, kaygı davranışlarının bazolateral amigdala (BLA) içindeki belirli bir nöron grubundan kaynaklandığını ortaya koydu. Tedavi edilen farelerde nesne tanıma testlerinde hâlâ zorluk yaşanması, anksiyetenin yalnızca GRIK4’ün azaltılmasıyla düzelmediğini gösterdi. Bu bulgular, yeni ve etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yol açabilir.
Araştırmacılar, genetik olarak değiştirilmemiş farelerde de başarılı olan yöntemin, insanlarda da uygulanabileceğine dikkat çekiyor. Çalışmanın sonuçları, gelecekte insan anksiyetesini hedef alan daha etkili tedavilerin geliştirilmesine olanak sağlayabilir. Bu özel nöral devreleri hedefleyen stratejiler, duygu durum bozukluklarının tedavisinde daha hassas bir yol açabilir.
Kaynak: iScience dergisi
Reklam & İşbirliği : [email protected]