Miras denilince akla genellikle gayrimenkuller, bankadaki paralar veya değerli eşyalar gelir. Ancak miras, bir bütün (kül) halinde intikal eder; yani vefat eden kişinin (muris) mal varlığı mirasçılara geçtiği gibi, borçları da geçer. Eğer murisin borçları, bıraktığı mal varlığından fazlaysa, mirasçılar “terekenin borca batık olması” durumuyla karşı karşıya kalır. Mirasçılar, mirası kabul ettikleri takdirde, bu borçlardan kendi şahsi mal varlıklarıyla da (evleri, arabaları, maaşları) sorumlu olurlar. Bu büyük riskten kurtulmanın tek yolu, yasal süresi içinde “Mirasın Reddi” (Reddi Miras) talebinde bulunmaktır. Mertcan Turan Hukuk Bürosu, mirasın reddi süreçlerini yöneterek müvekkillerini ömür boyu sürecek borç yükünden kurtarmaktadır.
Mirasın reddi için kanunda öngörülen süre, mirasın açıldığının (ölümün) öğrenildiği tarihten itibaren 3 aydır. Bu süre hak düşürücüdür; yani 3 ay geçtikten sonra mirası reddetmek kural olarak mümkün değildir (bazı istisnalar hariç). Mirasçılar, bu süre içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini beyan etmelidir. Mahkeme bu beyanı tescil eder ve mirasçılık sıfatı sona erer. Böylece alacaklılar (bankalar, vergi dairesi, şahıslar) reddeden mirasçıdan herhangi bir talepte bulunamaz. Bu sürecin takibi için İzmir Miras Avukatı uzmanlığı şarttır, zira sürenin kaçırılması veya yanlış mahkemeye başvurulması telafisi imkansız sonuçlar doğurur.
Önemli bir detay da “zımni kabul” durumudur. Eğer mirasçılar, 3 aylık süre dolmadan tereke malları üzerinde tasarrufta bulunurlarsa (örneğin murisin arabasını kullanırlar, kirasını tahsil ederler veya bankadaki parasını çekerlerse), mirası reddetme haklarını kaybederler. Bu davranışlar, mirası “örtülü olarak kabul etmiş” sayılmalarına neden olur. Bu nedenle vefatın hemen ardından, tereke ile ilgili hiçbir işlem yapmadan önce hukuki danışmanlık almak gerekir.
Eğer 3 aylık süre kaçırılmışsa ancak tereke borca batıksa, “Hükmen Red” davası açma imkanı olabilir. Bu dava, süreye tabi değildir ve murisin ölüm tarihinde ödemeden aciz durumda olduğunun tespiti istenir. Miras bırakanın şirketi varsa ve şirket borçları nedeniyle mirasçılara gidiliyorsa, sürecin İzmir Şirket Avukatı ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Miras, bir lütuf olabileceği gibi bir yük de olabilir; doğru hukuki hamlelerle bu yükten kurtulmak mümkündür.
Reklam & İşbirliği : [email protected]