Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın yükselişi AB’de göç meselesini yeniden gündeme getirdi. Göçmen karşıtlığını kullanan aşırı sağcı partilerin AB politikalarına etkisi, özellikle göç konusunda kendini gösteriyor. 2015’teki göçmen krizinden sonra başlatılan ancak rafa kalktığı düşünülen Göç ve İltica Anlaşması, son dönemde tekrar tartışmalara yol açtı.
Almanya’nın komşularına 6 aylığına sınır kontrolleri başlatması, Macaristan hükümetinin göçmenleri tek yönlü biletle gönderme tehdidi ve Polonya’nın sığınma hakkını askıya alma kararı, göç meselesini tırmandırdı. İtalya’nın Arnavutluk’ta sığınmacı merkezleri kurma planı da bu çerçevede dikkat çekiyor.
AB liderleri, geçen sene yapılan anlaşmaların uygulanması konusunda görüş birliği arayışında. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in öne sürdüğü geri dönüş merkezleri fikri, AB liderlerinin gündeminde üst sıralara yükseldi. Ancak bu tür politikalar insan hakları savunucuları ve uzmanlar tarafından eleştiriliyor.
Göç Politikası Grubu’nun Başaraştırmacısı Doç. Dr. Başak Yavçan, geri dönüş politikalarının insan haklarına zarar verebileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, göç politikalarının dışsallaştırılmasının insan hakları ihlallerine neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
AB’deki aşırı sağ yükselişinin, entegrasyon sorunları ve artan göç akımlarıyla ilgili endişeleri artırdığı belirtiliyor. Ana akım partilerin, aşırı sağın etkisini dengelemek için daha sıkı göç politikaları benimsemesi bekleniyor.
Bu gelişmeler AB’nin göç politikalarının geleceğini belirleyecek gibi görünüyor.
Reklam & İşbirliği : [email protected]