Anksiyete Bozuklukları Yaygınlaşıyor Son zamanlarda artan kaygı seviyeleri, anksiyete bozukluklarının yaygınlığında belirgin bir artış olduğunu gösteriyor. New Scientist’e göre, COVID-19 salgını bu artışın öncü nedenlerinden biri olarak kabul edilirken, ekonomik ve politik faktörlerin de etkili olabileceği belirtiliyor. Anksiyete Bozukluklarında Yaygınlık Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 2020 yılında sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamaların getirilmesiyle anksiyete bozukluklarında…
Son zamanlarda artan kaygı seviyeleri, anksiyete bozukluklarının yaygınlığında belirgin bir artış olduğunu gösteriyor. New Scientist’e göre, COVID-19 salgını bu artışın öncü nedenlerinden biri olarak kabul edilirken, ekonomik ve politik faktörlerin de etkili olabileceği belirtiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 2020 yılında sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamaların getirilmesiyle anksiyete bozukluklarında yüzde 25,6’lık bir artış yaşandığı bildirilmişti. Pandemi öncesi dönemde de anksiyete seviyelerinde artış gözlemlenmekteydi.
Küresel Hastalık Yükü Projesi’nin 2022 verilerine göre, dünya genelinde anksiyete bozukluklarının yaygınlığı incelendi. Portekiz en yüksek orana sahip ülke iken, Afrika ve Asya en düşük oranları gösteriyor. Yüksek gelirli ülkelerde anksiyete oranlarının daha yüksek olduğu görülüyor.
Bilim insanları anksiyetenin vücut ve beyin arasındaki iletişim bozukluğundan kaynaklanabileceğini öne sürüyor. Oliver Robinson, “Dünyada ne kadar insan varsa o kadar anksiyete türü var” diyor.
Çocuklar arasında da anksiyete artışı dikkat çekiyor. Pandemi ve sosyal medya gibi faktörler çocukların endişeli hissetmelerine neden olabiliyor. 2020-2021 yılları arasında yapılan 29 çalışmanın analizi, çocukların yüzde 20,5’inin anlamlı anksiyete belirtileri gösterdiğini ortaya koydu.
Uzman Psikolog Meryem Kahramanlar, kaygı ve depresyon seviyelerinin artışında küresel olayların etkili olduğunu belirtiyor. Bu durumun önemli bir rolü olan teknoloji, sosyal medya, ekonomik belirsizlikler ve diğer faktörler kaygı seviyelerini artırıyor. Çocuklarda da anksiyete artışı olduğu vurgulanıyor.
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, dünya genelinde bir “kaygı salgını” problemi olduğu düşünülüyor. Bu durumu ele alırken koruyucu faktörlere odaklanarak bireysel ve toplumsal düzeyde çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Özellikle çocukların stresle baş etme becerilerinin gelişimine destek olunması önem arz ediyor.
Henüz yorum yapılmamış.
Benzer HaberlerReklam & İşbirliği : [email protected]
Yorum Yap