Avrupa, son yıllarda kendisini “evrensel değerlerin savunucusu” olarak tanımlıyor. Ukrayna savaşı sonrası Rusya’ya karşı alınan kararlar bunun en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Rus sporcular uluslararası organizasyonlardan men edildi, kültür etkinlikleri iptal edildi, Eurovision Şarkı Yarışması’ndan Rusya doğrudan diskalifiye edildi. Ancak aynı Avrupa, Gazze’de yaşanan insanlık dramına karşı farklı bir tutum sergiliyor.
Avrupa’nın Gazze’ye yaklaşımı Eurovision’da da kendini gösteriyor. İsrail’in katılımı onaylanırken, bazı ülkeler bu duruma itiraz etti ve yarışmadan çekildi. Bu durum, Avrupa’nın siyasal tercihlerine göre hareket ettiğini gösteriyor. Benzer şekilde, insani yardım ve tahliye politikalarında da çifte standart göze çarpıyor. Ukrayna’ya hızla sağlık koridorları açılırken, Gazze’den yaralı çocukların tahliyesi aylardır ağırdan alınıyor.
İsrail’in uyguladığı abluka sonucu Gazze’deki insanlar açlık ve susuzlukla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler uyarıyor, Gazze nüfusunun önemli bir bölümü açlıkla karşı karşıya. Çocuklar için mama bulunamıyor, hastanelerde ilaç tükenmiş durumda. Avrupa ülkeleri geniş çaplı tahliyelere isteksiz davranıyor, hayatlar belge süreçleri ve siyasi nedenlerle riske atılıyor.
Almanya’nın Gazze’den üç eşeği tahliye etmesi, Avrupa’da tartışma yarattı. Hayvan hakları için hızlıca harekete geçen Avrupa ülkeleri, yaralı çocuklar konusunda aynı duyarlılığı göstermiyor. Gazze için sokaklara çıkan insanlar, Avrupa’nın çifte standartlarını protesto ediyor ancak devlet politikaları bu yönde değişmiyor.
Avrupa’nın Gazze’deki tutumu, evrensel ilkelere uygun değil. Eurovision kararları ile Gazze’deki çocukların kaderi arasındaki fark, Avrupa’nın çifte standardını gözler önüne seriyor.
Avrupa’nın verdiği kararlar, hayatların değerini belirliyor. Gazze’de yaşam hakkı sistematik olarak aşındırılıyor ve Avrupa’nın sınavı, burada veriliyor.
Reklam & İşbirliği : [email protected]